ÖZET
AMAÇ:
Anal fissür, anal kanalda meydana gelen modifiye cilt yırtığıdır. Genellikle kendisini rektal kanama ve ağrı ile gösterir. Akut anal fissürlerin büyük bir bölümü konservatif yöntemlerle tedavi edilirken, kronik anal fissürlerde cerrahi müdahale gereklidir.Lateral internal sfinkterotomi bu amaçla uygulanmaktadır. Çalışmamızda lateral internal sfinkterotomi sonrası inkontinans gelişim sıklığı ve inkontinans gelişimine etkili risk faktörlerini ortaya koymaya çalıştık.
YÖNTEMLER:
Mart 2009 ile Şubat 2010 tarihleri arasında, kronik anal fissür ve 3-4. evre hemoroid nedeni ile lateral internal sfinkterotomi uygulanan 56 hasta retrospektif olarak incelendi. Hastaların yaş, cinsiyet, preoperatif semptomlar, operasyon ayrıntıları, postoperatif komplikasyonlar ve hasta memnuniyetleri kayıt edildi. İnkontinans gelişiminde risk faktörleri;Yaş, cinsiyet, vajinal doğum ve perianal cerrahi (hemoroidektomi) incelendi. Bilgiler SSPS 13 for Windows programında değerlendirildi.
BULGULAR:
Hemoroidal hastalık ya da kronik anal fissür nedeni ile lateral internal sfinkterotomi uygulanan 56 hasta incelendi. Çalışmada 19 erkek (%33.9) ve 37 kadın(%66.1) mevcuttu. Ortalama yaş 32±8,095, 19-62 arasında değişmekteydi. Preoperatif tanı 41(% 73.2) hastada kronik anal fissür, 15 (%26.8) hastada hemoroid idi. Ortalama ameliyat süresi 20 dakika, 10-55 arasında değişmekteydi. Tüm hastalar ameliyattan sonra ilk 24 saat içerisinde taburcu edildiler. Klinik serimizde 3 (%5.4) geçici gaz inkontinansı, 5 (% 8.9) kalıcı gaz inkontinansı tespit edildi.Hemoroidektomi ile birlikte uygulanan lateral internal sfinkterotomi inkontinans gelişminde en önemli risk faktörü olarak bulundu. İleri yaş ve erkek cinsiyet minör risk faktörleri idi.
SONUÇ:
Lateral internal sfinkterotomi en sık uygulanan cerrahi müdahelelerden biridir.Anal inkontinans cerrahi sonrası görülen önemli bir komplikasyondur.Fekal inkontinans nadir görülmekle birlikte kalıcı ya da geçici gaz inkontinansı sfinkterotomi sonrası görülebilir. Hemoroidektomi ile birlikte sfinkterotomi yapılması inkontinans gelişiminde ciddi bir risk faktörüdür.