ÖZET
Sonuç:
Kolorektal kanserli hastaların bakım vericilerinin ameliyat sonrasında bakım yükünün fazla olduğu görülmektedir. Bu nedenle hastaların öz bakımlarını yapabilmeleri için teşvik edilmesi ve öz bakım eğitimi önemlidir. Ayrıca bakım verenlerin de özellikle stoma bakımı gibi konularda planlı eğitimlerle ve destek grup girişimleri gibi yöntemlerle desteklenmesi yararlı olacaktır.
Bulgular:
Hastaların yaş ortalaması 58,5±12,7 ve bakım verenlerin yaş ortalaması 51,8±10,8’dir. Hastaların %51,2’si erkek; %38,9’una (n=63) aşağı anterior rezeksiyon uygulanmış, %66,7’sinin stoması vardır. Bakım verenlerin %58’ini kadınlar oluşturmuştur. BVSÖ puan ortalaması 3,61±3,52 bulunmuştur. Bakım verenlerin ABYOGT puan ortalaması ise 50,50±9,78 saptanmıştır. Hastaların yaş ve stoma durumuna göre bakım yükünün arttığı (p<0,05); hastanın cinsiyeti ve ameliyat durumunun bakım yükünü etkilemediği belirlenmiştir (p>0,05). Bakım verenlerin yaşı, bakım verdiği gün sayısı ve yardım alma durumu bakım yükünü etkilemektedir (p<0,05). Ancak bakım verenin cinsiyeti, medeni durumu ve eğitim durumu bakım yükünü etkilememektedir (p>0,05). Hastanın stoma durumu ve bakım verenin cinsiyeti, bakım verdiği süre ve yakınlık durumu ABYOGT düzeyini etkilediği bulunmuştur (p<0,05).
Yöntem:
Prospektif, kesitsel ve tanımlayıcı araştırmadır. Örneklemi 1 Ocak-30 Haziran 2015 tarihleri arasında kolorektal kanser nedeniyle ameliyat olan ve Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi Genel Cerrahi polikliniğine kontrole gelen 162 hasta ve bakım vereni oluşturmuştur. Veriler Hasta ve Bakım Verenler Tanıtıcı Özellikler Formu, Bakım Verenin Stres Ölçeği (BVSÖ) ve Aile Bireyinize Yardımcı Olmaya Gösterdiğiniz Tepkiler Ölçeği (ABYOGT) ile toplanmıştır. Verilerin analizinde sayı, yüzde, ortalama, Mann-Whitney U, Kruskall-Wallis testi, Pearson korelasyon analizi kullanılmıştır.
Amaç:
Kolorektal kanserli hastalara bakım verenlerin bakım yükünün incelenmesidir.
Giriş
Kolorektal kanser dünya çapında, en sık tanı konulan kanserlerden dördüncüsü ve kanserle ilişkili ölümlerin en önemli ikinci nedenidir. Uluslararası Kanser Araştırmaları Merkezi’nin (International Agency for Research on Cancer) projesi olan GLOBOCAN 2012 (Tahmini dünya kanser insidans, ölümleri ve sıklığı) 2018’de güncellenen verilerine göre; en sık görülen kanserler arasında kolorektal kanser tüm dünyada 3. sırada, erkeklerde 3. sırada, kadınlarda ise 2. sırada, yer almaktadır (http://globocan.iarc.fr).1 TC. Sağlık Bakanlığı Türkiye kanser istatistikleri 2017’de yayınlanan verilerine göre ise kolorektal kanser; en çok görülen 10 kanser türü arasında hem erkeklerde hem de kadınlarda 3. sırada yer almaktadır (www.kanser.gov.tr).2
Kolorektal kanser insidansı ve mortalitesinin azalması ile birlikte hastaların hastanede kalış süresi azalmış ve hastaların evde bakımı önem kazanmıştır. Kanser tanısı sadece hastayı değil aynı zamanda hastaya bakım verenleri ve aile üyelerini de etkilemektedir.3,4 Kanser tanısının konulması ile aile üyelerinin bakım veren rolünü üstlenmesi eş zamanlı gelişen bir süreçtir. Bakım veren, hastayı destekleyen ve genellikle en çok bakımı sağlayan anahtar kişidir. Ailede kanser hastasının olması günlük işleri ve rutinleri farklılaştırmakta, kişileri uyum sağlamak zorunda oldukları yeni durumlarla karşı karşıya getirmektedir. Aileyi etkileyen bu hastalığın uzun sürmesi, yaşamı tehdit eder özellikte olması, hastanın işine ve sosyal yaşamına dönememesi gibi nedenler hastanın bakımını üstlenen kişinin sorumluluklarını arttırmakta ve aile içindeki rollerini değiştirmektedir.5
Bakım veren yükünün bakım veren tarafından ne derece algılandığı hastanın ve bakım verenin özelliklerine bağlıdır. Hastanın yaşadığı semptomların şiddeti, bakım verenin yaşı, hastayla yakınlık durumu, varolan hastalıkları bakım yükünü etkilemektedir.6 Kolorektal kanser ameliyatları büyük ve kompleks girişimlerdir ve gerektiğinde hastaya geçici/kalıcı stoma açılan bu hastalar ameliyat sonrası dönemde stomal ve peristomal komplikasyonlar (peristomal irritasyon, parastomal herniasyon gibi), beden imajının bozulması, cinsel sorunlar yaşayabilmektedir. Stoma açılmayan hastalarda ise anastomoz kaçağı, yara yeri enfeksiyonu, diyet değişiklikleri, bağırsak hareketlerinde değişim, cinsel yaşamla ilgili problemler yaşanabilmektedir.7,8,9 Tüm bu sorunlar hastaların fiziksel ve psikososyal bakım gereksinimlerini arttırmakta, dolayısıyla bakım veren için daha fazla bakım yükü oluşturabilmektedir. Bakım verenler hastalara fiziksel, sosyal ve duygusal destek sağlama, poliklinik randevularını ayarlama, hastaneye ulaşımı sağlama, evdeki günlük aktivitelerini yerine getirmesinde yardımcı olma, komorbit hastalıklarının bakımını sürdürme ve ilaçlarını izleme, ostomi bakım ürünlerini temin etme vestoma bakımını yapma veya stoma bakımına yardım etme gibi birçok görevleri gerçekleştirmektedir.10 Birinci derecede bakım verme rolünü üstlenen aile üyeleri günlük yaşam aktivitelerinin olumsuz etkilenmesi, fiziksel, duygusal, psikolojik, sosyal, ekonomik ve iş ile ilgili sorunların yaşanmasına bağlı olarak güçlükler yaşamaktadırlar. Bakım verenlerin yaşadıkları bu güçlükler arttıkça hissettikleri bakım yükleri de artmakta ve yaşam kaliteleri düşmektedir.4,11,12
Taburculuk eğitiminde hasta ve bakım verenin bakım verme için hazırlanmasında hemşirelerin rolü çok önemlidir. Hemşire hastalara ve hasta yakınlarına taburculuk sonrası evde yaşam nasıl olacağı ve karşılaşılan zorluklarla nasıl baş edilecekleri konusunda eğitim verir. Kolorektal kanser nedeniyle ameliyat olan hastalara bakım verenlerin bakım yükünün belirlenmesinin bakım verenlerin gereksinimlerinin saptanması, gereksinimlerin erken karşılanması ve bakım yükünün azaltılması için uygun hemşirelik girişimlerini planlanmada rehberlik edeceği düşünülmektedir. Bakım verenlerin yükünün azaltılması kanser hastalarının optimal bakım gereksinimlerinin karşılanmasında, etkili bakımın sürdürülmesinde ve bu sayede hasta ve bakım verenin yaşam kalitesinin arttırılmasında önemlidir. Ülkemizde kolorektal kanserli hastalarda ameliyat sonrası dönemde bakım verenlerin yüküne yönelik çalışmalara ulaşılamamıştır. Bu çalışmanın amacı kolorektal kanser nedeniyle ameliyat olan hastalara bakım verenlerin bakım yükünü incelenmektir.
Gereç ve Yöntem
Araştırmanın Tipi
Bu çalışma prospektif, kesitsel ve tanımlayıcı tipte yapılmıştır.
Araştırmanın Yeri
Araştırmanın verileri, Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi Genel Cerrahi Polikliniği’nde toplanmıştır.
Araştırmanın Evreni/Örneklemi
Kolorektal kanser nedeniyle ameliyat olan ve 1 Ocak-30 Haziran 2015 tarihleri arasında polikliniğe kontrole gelen tüm hastalar ve bakım verenleri araştırmanın evrenini oluşturmuştur. Örnekleme dahil edilme koşulları; hastanın kolorektal kanser nedeniyle ilk kez ameliyat olması, primer tanının kolorektal kanser olması, hastanın 18 yaşın üzerinde olmasıdır. Bakım veren için; ameliyattan sonra en az bir ay evde bakım vermesi, Türkçe konuşabilmesi ve anlayabilmesi, 18 yaşın üzerinde olması, hastanın eşi ya da 1. derece yakını (çocuk ve anne-baba) olmasıdır.
Veri Toplama Araçları
Veri toplamada hastalar için tanıtıcı özellikler formu, bakım verenler için tanıtıcı özellikler formu, Aile Bireyinize Öztürk Kaynar ve Vural Kolorektal Kanser Bakım Vericilerinde Bakım Yükü Yardımcı Olmaya Gösterdiğiniz Tepkiler ölçeği (ABYOGT) ve Bakım Verenin Stres ölçeği (BVSÖ) kullanılmıştır.
Hasta Tanıtıcı Özellikler Formu
Formda hastaların yaş, cinsiyet, medeni durumu, uygulanan ameliyat, hastanede yattığı gün sayısına ilişkin sosyo-demografik ve klinik özellikler yer almaktadır.
Bakım Veren Bireyler İçin Tanıtıcı Özellikler Forumu
Formda bakım veren kişinin yaş, cinsiyet, hasta ile yakınlık derecesi, çocuk sayısı, bakım verdiği süre, bakım konusunda yardım alma durumuna ait sosyo-demografik özellikleri yer almaktadır.
Bakım Verenin Stres Ölçeği
Robinson B. tarafından 1983 yılında bakım verenlerin bakım yükünü ölçmek için geliştirilmiştir. Bakım verilmesindeki yük ölçümleri 13 maddeden oluşmaktadır. İş durumu, mali durum, fiziksel durum, sosyal durum ve zaman konularından en az bir madde bulunmaktadır. 13 maddenin her biri bir stresö rü anlatmaktadır. Maddeler evet (1) veya hayır (0) olarak yanıtlanmaktadır. Ölçekteki 7 veya daha fazla maddeye verilen olumlu cevap daha yüksek seviyedeki stres düzeyini gösterir. Ölçek puanı 13 maddede 0 ve 1 yanıtlarının toplanmasıyla hesaplanır. Ölçeğin Cronbach Alpha değerini 0,86 olarak bulunmuştur13. Ölçeğin ülkemizde geçerlik ve güvenirlik çalışması Uğur14 tarafından 2006 yılında yapılmıştır ve Cronbach alpha değeri 0,77 olarak bulunmuştur. Çalışmamızda ölçeğin Cronbach alpha değeri 0,87 olarak bulunmuştur.
Aile Bireyinize Yardımcı Olmaya Gösterdiğiniz Tepkiler Ölçeği
Bu ölçek Archbold ve Steward (1983) tarafından geliştirilen Aile Bakım Envanteri (Family Care Inventory) içinde yer almaktadır. “Aile Bireyinize Yardımcı Olmaya Gösterdiğiniz Tepkiler” ölçeği 15 maddeden oluşan, alt boyutları bulunan 5’li likert tipi bir skaladır. 1993 ve 2000 yıllarında yeniden yapılandırılan ölçek bakım verenlerin hastaya bakım sunarken gösterdiği tepkileri saptamak amacıyla geliştirilmiştir. Ölçekteki maddeler 0: hiç, 1: çok az, 2: biraz, 3: bir hayli, 4: çok fazla olarak puanlanır. Ölçek toplam puanı en düşük 0, en yüksek 60’tır. Toplam puanın artması gösterilen tepkinin arttığını göstermektedir15. Ölçeğin ülkemizde geçerlik ve güvenirliği Uğur14 tarafından 2006 yılında yapılmıştır ve Cronbach alpha değeri 0,88 olarak bulunmuştur. Çalışmamızın Cronbach alpha değeri 0,95 olarak bulunmuştur.
İstatistiksel Analiz
Verilerin analizinde Statistical Package for the Social Sciences (SPSS) 22.0 programı kullanılmıştır. Sosyo-demografik özelliklerde sayı ve yüzde kullanılmıştır. Bakım veren bireylerin ve hastaların yaşı, hastanın hastanede yattığı gün sayısı, çocuk sayısı, bakım verenlere destek olan kişi sayısı ile BVSÖ ve ABYOGT ölçeği toplam puan ortalamaları arasındaki ilişki Pearson korelasyon analizi ile incelenmiştir. Bakım verenlerin cinsiyetine, medeni durumuna, sosyal güvencesine, çalışma durumuna, hasta ile birlikte yaşam durumu gibi sosyo-demografik özelliklerine göre BVSÖ ve ABYOGT toplam puan ortalamaları arasındaki fark Kruskal-Wallis test ve Mann-Whitney U testi ile incelenmiştir. p<0,05 istatiksel olarak anlamlı kabul edilmiştir.
Bulgular
Bakım verenlerin sosyo-demografik bilgileri Tablo 1’de görülmektedir. Bakım verenlerin bakım verme süre ortalaması 36,9±16,39 (minimum-maksimum 30-120) gündür ve %78,4’ünün (n=127) hastasının dışında bakmakla sorumlu olduğu kişi olmadığı, %80,2’sinin (n=130) başka birinden yardım almadığı belirlenmiştir.
Bakım verenlerin BVSÖ puan ortalaması 3,61±3,52 ve ABYOGT puan ortalaması 50,50±9,78’dir. Bakım verenin stresi düşük düzeyde ve bakım vermeye gösterilen tepki yüksek düzeydedir.
Hasta özelliklerine göre bakım yükü karşılaştırılmasında (Tablo 2) hastaların stoma varlığı (U=1894,0) ile BVSÖ puan ortalaması arasında; stoma varlığı ile (U=1946) ABYOGT düzeyi puan ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark olduğu belirlenmiştir (p<0,001).
Bakım verenlerin özelliklerine göre bakım yükünün incelenmesinde (Tablo 3), yakınlık durumu (U=11,83), eğitim süresi (U=14,52), gelir durumu (KW=11,69) ve yardım alma durumuna göre (U=1587,0) BVSÖ puan ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark belirlenmiştir. Bakım verenlerin diğer sosyo-demografik özellikleri (cinsiyet, çalışma durumu vb.) ile bakım verenlerin BVSÖ puan ortalaması arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmamıştır. Bakım verenlerin cinsiyeti (U=2518,5), yakınlık durumu (KW=14,27) ile ABYOGT puan ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark belirlenmiştir.
Hastaya bakım verilen gün sayısı ile BVSÖ puanı arasında pozitif yönde, orta istatistiksel olarak anlamlı ilişki (r=0,392, p=0,000) ve ABYOGT puanı arasında pozitif yönde, zayıf istatistiksel olarak anlamlı ilişki (r=0,242, p=0,002) bulunmuştur. Hasta ve bakım verenlerin diğer özellikleri ile BVSÖ ve ABYOGT puanı arasında çok zayıf ilişki saptanmıştır. Bakım verenin BVSÖ puanı ile ABYOGT puanı arasında istatistiksel olarak pozitif yönde, orta istatistiksel olarak anlamlı ilişki bulunmuştur (r=0,281, p=0,000) (Tablo 4).
Tartışma
Kolorektal kanser ameliyatı olan hastalara bakım verenlerin bakım yükünün incelendiği bu çalışmada BVSÖ puan ortalaması 3,61±3,52’dir. Bu sonuca göre bakım yükü düşük olarak değerlendirildi. Karaaslan’ın16 çalışmasında hematoloji-onkoloji ve jinekolojik onkoloji kliniklerinde yatan hastaların bakım vericilerinin (n=150) bakım yükü ortalaması 5,77±2,97, Yıldız’ın12 çalışmasında onkoloji kliniklerinde ayakta veya yatarak tedavi gören kanser hastalarına bakım verenlerin (n=200) bakım yükü ortalaması 7,2±3,3 olduğu bulunmuştur. Çalışmamızda bakım yükünün daha düşük olmasının nedeninin bakım verenlerin hastaların eşi olmasına ve kadın olmasına, çalışmıyor olmasına, bakmakla yükümlü olduğu başka bir kişinin olmamasına bağlı olabileceği düşünülmektedir. Kültürümüzde kadının eşine bakım vermesi aile kurumunun ve evliliğin bir gereği olarak düşünülmektedir. Bakım stresinin düşük olması eş ve kadın olarak verilen bakımın yük olarak değil, aksine eş olmanın bir sorumluluğu olarak algılanmasına bağlı olabilir.Literatürde bakım verenin cinsiyetin bakım yükünü etkilemediği bulunmuştur5, 17, 18, 19. Bakım verenlerin cinsiyet, medeni durumu, çalışma durumu ve gelir durumuna göre bakım yükü düzeyi arasında fark bulunmamıştır. Orak ve Sezgin’in18 radyasyon onkolojisi servisinde yatarak tedavi alan hastaların bakım vericilerinin (n=273) yükünü inceledikleri çalışmasında bakım verenin medeni durumunun bakım yükünü etkilemediği bulunurken, Karaaslan’ın16 ve Kabataş Yıldız ve Ekinci’nin19 çalışmasında evli ve çocuk sahibi bakım vericilerin bakım yükünün yüksek olduğu belirlenmiştir. Evli ve çocuk sahibi olmanın bakım verme sorumlulukları dışında ev işlerinin yürütülmesi, çocukların bakımının ve ihtiyaçlarının sağlanmasını da gerektirdiği için bakım yükünün daha yüksek olduğu düşünülebilir. Çalışmamızda düşük sosyo-ekonomik düzeydeki ve düşük eğitim düzeyindeki bakım verenlerin bakım yükü yüksek bulunmuştur. Benzer olarak literatürde eğitim düzeyi düşük bakım vericilerin bakım yükünün arttığı bulunmuştur18,19,20
Eğitim düzeyi düşük bakım vericilerin karşılaştıkları sorunlarla etkin baş edemedikleri (bilgiye erişim ve yetersiz finansal durum) ve bakımı daha etkin planlayamadıkları düşünülmektedir. Papastavrou ve ark.’nın20 çalışmasında düşük sosyo-ekonomik düzeye sahip bakım vericilerin daha fazla yük ve daha kötü sağlığa sahip olduğunu belirtmişlerdir. Kolorektal kanserli hastalarda gerektiği zamanlarda stoma açılabilmektedir. Kolostomi/ileostomi için kullanılan malzemelerin birçoğunu bakım verenler kendileri almak zorunda kalabilmektedir. Bu durum onların maddi durumunu olumsuz yönde etkileyebilir. Buna bağlı olarak sosyo-ekonomik durumu düşük olan bakım verenlerin bu konuda da zorluk yaşamış olabilecekleri, bunun da bakım yükünün yüksek algılanmasına neden olabileceği düşünülmektedir.
Çalışmamızda bakım verenlerin ABYOGT ortalaması 50,50±9,7 olarak bulunmuştur. Yıldız ve ark’nın.12 çalışmasında hematoloji-onkoloji servisinde ayaktan ve yatarak tedavi gören kanserli hastalara bakım vericilerinin ABYOGT ortalaması 47,8±11,6 olarak bulunmuştur. Çalışmamızdaki kolorektal kanserli hastalara bakım verenlerin ABYOGT düzeyi diğer çalışmalara göre yüksek olduğu söylenebilir. Verilen tepki düzeyinin yüksek olması ameliyat sonrası hastaların stomasının olması, komorbit hastalıkların yönetimi ve bakım gereksinimlerinin artmasının neden olduğu söylenebilir. Çalışmamızda stomalı hastaya bakım verenin bakım yükünün ve verdiği tepkinin daha fazla olduğu bulunmuştur. Maguire ve ark.’nın4 çalışmasında kolorektal kanserli hastaların stomasının bulunması ve genel sağlık durumunun bakım yükünü etkilediği bulunmuştur. Hastalarda stoma olması, bakım veren için ayrıca bir bilgi ve beceri sahibi olmayı gerektirmektedir. Bu nedenle stoması olan hastaların bakım gereksinimleri artmaktadır. Hastalardaki stoma varlığının, bakım veren için günlük aktivitelerin dışında stoma bakımına zaman ayrılmasının, malzeme temininin bakım yükünü ve verilen tepki düzeyini etkilediği düşünülmektedir.
Literatürde bakım verenin yaşı arttıkça bakım yükünün arttığı saptanmıştır21,22,23. Garlo’nun24 çalışmasında kanser hastalarına bakım veren 60 yaş üstü bakım vericilerin bakım yükünün olduğu, bakım vericilerin hastanın günlük bakım ihtiyaçlarını karşılarken başkalarının yardımına gereksinim duyduğu belirtilmiştir. Araştırmamızda bakım verenin yaşı arttıkça bakım yükünün ve verdiği tepki düzeyinin arttığı bulunmuştur. Bakım verenin yaşının ilerlemesiyle birlikte bakım verenin komorbit hastalıklar, fiziksel sağlık sorunlarında artma ve hasta ihtiyaçlarını karşılamada zorlanma (günlük yaşam aktiviteleri, stoma bakımı vb.) ve fiziksel gücünün azalması nedeniyle bakım yükünün daha fazla olduğu düşünülmektedir.
Literatüre bakım verme süresi ve bakım yükü arasında pozitif yönde ilişkinin olduğu belirlenmiştir18,23,25. Hsu ve ark.’nın26 çalışmasında kanserli hastalara bakım verenlerin %61’nin en az bir yıl bakım verdiği ve haftalık ortalama 10 saatini bakıma ayırdığı saptanmıştır. Maguire ve ark.’nın4 çalışmasında kolorektal kanserli hastalara bakım verenlerin üçte biri (n=153) haftada 25 saatten fazla zamanını hastalara bakım vermeye ayırdıklarını belirlenmiştir. Eşer ve Bedük27 çalışmasında kanser hastasına bakım verenlerin bakım süresince yardım almayanların oranı %45,3 olarak bulunmuştur. Çalışmamızda bakım verenin bakım verdiği gün sayısı arttıkça bakım yükü ve tepki düzeyi de artmaktadır. Bakım veren hastanın kanserin tekrarlaması endişeleri, gelecekten ümitsizlik duyma gibi emosyonel sorunlar, günlük ev işleri, stoma bakımı ve semptom yönetiminde (diyare, ağrı, yorgunluk, kilo kaybı, cinsel sorunlar) zorluklar, randevuları ayarlama, Öztürk Kaynar ve Vural Kolorektal Kanser Bakım Vericilerinde Bakım Yükü Tablo 4. Hasta ve bakım verenin özellikleri ile Bakım Verenin Stres Ölçeği ve Aile Bireyinize Yardımcı Olmaya Gösterdiğiniz Tepkiler Ölçeği puanı arasındaki ilişki Özellikler BVSÖ* Toplam puan ABYOGT* Toplam puan Hastanın yaşı r 0,146 0,205 p 0,063 0,009** Bakım verenin yaşı r 0,163 0,195 p 0,034** 0,013** Bakım verilen gün sayısı r 0,392 0,242 p 0,000** 0,002** Bakım verilen çocuk sayısı r 0,144 -0,064 p 0,069 0,418 ABYOGT r 0,281 0,000** *BVSÖ: Bakım Verenin Stres Ölçeği, ABYOGT: Aile Bireyinize Yardımcı Olmaya Gösterdiğiniz Tepkiler Ölçeği **Pearson korelasyon analizi, p<0,05 veya p<0,01 hastanın diğer yakınlarını bilgilendirme, gelirin azalması ya da tamamen ortadan kalkması, sosyal ilişkilerin bozulması gibi birçok zorluklar yaşarlar. Tüm bu zorlukların altında bakım veren kişiler duyarlı, kırılgan, fiziksel ve duygusal olarak tükenmiş bir hale gelebilmektedir28,29. Bakım verme süresinin uzaması ile bakım vericilerin bu stresörlere daha uzun süre maruz kaldığı ve uzun sürede fiziksel (yorgunluk, kardiyovasküler rahatsızlıklar, uyku bozuklukları) duygusal, sosyal ve maddi sorunların belirgin olarak ortaya çıkabileceği böylece bakım yükünün ve gösterilen tepkinin artabileceği düşünülmektedir.
Bakım verenlerin bakım yükü ile tepki düzeyi arasında pozitif yönde, zayıf düzeyde ve istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Bakım verenin bakım yükü arttıkça, aile bireyine yardımcı olmaya gösterdiği tepkiler de artmaktadır. Bakım yükünün artmasına paralel olarak bakım verenin hastaya ve bakım vermeye karşı gösterdiği tepki de artmaktadır. Bakım verenin gösterdiği tepkinin artması bakım verici ve hasta arasında çatışmalara neden olabileceği ve hastanın ve bakım vericinin yaşam kalitesini olumsuz etkileyeceği düşünülmektedir. Bu nedenle bakım vericilerin bakım vermeye gösterdiği tepkiyi azaltmak için bakım vericilerin bakım konusunda ve psikolojik olarak desteklenmesi önemlidir.
Sonuç
Kolorektal kanserli hastalara bakım verenlerin bakım yükü ve aile bireyine gösterdiği tepkilerin incelendiği araştırmada, bakım yükünün düşük seviyede olduğu ve aile bireyinin bakım vermeye gösterdiği tepki düzeyinin yüksek seviyede olduğu bulunmuştur. Bu sonuçlara dayanarak bakım vericilerin bakım yükünün daha da azaltılması amacıyla hemşirelerin kolorektal kanser nedeniyle ameliyat olan hastaların kendi öz bakımlarını daha etkin yapabilmeleri için hastalara ve bakım verenlere eğitim vermesi, motivasyon sağlaması, teşvik etmesi, stoma bakımı konusunda eğitim ve destek verilmesi önerilmektedir. Ameliyat sonrası hasta izlemlerde bakım vericilerin bakıma verdiği gösterdiği tepkiyi azaltmak için bakım vericilerin zorladığı alanlar belirlenmeli, gereksinimlerine göre bilgilendirme yapılmalı ve psikolojik destek sağlamalıdır. Kolorektal kanser hastalarına bakım verenlerin bakım yükünü azaltmaya yönelik girişimlerin (örneğin; destek grup girişimi) etkinliğini ölçen randomize kontrollü çalışmalar yapılması ve bakım verenlere ameliyat öncesinde bakım verme ile ilgili eğitimler vererek, eğitim öncesi ve sonrası bakım yükü ortalamaları karşılaştırılması önerilebilir.
Teşekkür
Yazarlar çalışmaya katkılarından dolayı Emel Sütsünbüloğlu’na teşekkür eder.
Etik
Etik Kurul Onayı: Dokuz Eylül Üniversitesi Girişimsel Olmayan Araştırmalar Etik kurulu 22.01.2015 tarihli ve 2015/02-30 sayılı1855-GOA protokol numaralı etik kurul izni ve Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi Başhekimliği ve Genel Cerrahi Anabilim Dalı’ndan 30.12.2014 tarihli ve 99577373-821 sayılı kurum izni alınmıştır.
Bilgilendirilmiş Onam: Hastalardan ve bakım verenlerden yazılı ve sözlü bilgilendirilmiş onam alınmıştır.
Yazarlık Katkıları
Konsept: G.Ö.K., F.V., Dizayn: G.Ö.K., F.V., Veri Toplama veya İşleme: G.Ö.K., F.V., Analiz veya Yorumlama: G.Ö.K., F.V., Literatür Arama: G.Ö.K., F.V., Yazan: G.Ö.K., F.V.
Finansal Destek: Çalışmamız için hiçbir kurum ya da kişiden finansal destek alınmamıştır.