Türkiye’nin Doğusunda Bir Taşra Hastanesinin Endoskopik Pilonidal Sinüs Tedavisi (EPSİT) Deneyimi
PDF
Atıf
Paylaş
Talep
Özgün Makale
P: 173-178
Eylül 2020

Türkiye’nin Doğusunda Bir Taşra Hastanesinin Endoskopik Pilonidal Sinüs Tedavisi (EPSİT) Deneyimi

Turk J Colorectal Dis 2020;30(3):173-178
1. Muş Devlet Hastanesi, Genel Cerrahi Kliniği, Muş, Türkiye
2. Muş Devlet Hastanesi, Çocuk Cerrahi Kliniği, Muş, Türkiye
Bilgi mevcut değil.
Bilgi mevcut değil
Alındığı Tarih: 31.03.2020
Kabul Tarihi: 24.04.2020
Yayın Tarihi: 18.09.2020
PDF
Atıf
Paylaş
Talep

ÖZET

Amaç:

Pilonidal sinüs (PS) bireyin yaşamını olumsuz etkileyen sakrokoksigeal bölgenin enflamatuvar hastalığıdır. Hastalık için birçok tedavi modaliteleri olmasına rağmen henüz altın standart bir tedavi yöntemi belirlenmemiştir. Bu çalışmada, ikinci basamak bir devlet hastanesinde PS nedeniyle tedavi edilen pediyatrik hastalarda endoskopik PS tedavi yöntemi ile diğer tedavi yöntemlerinin karşılaştırılması amaçlanmıştır.

Yöntem:

Erzurum Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi Etik Kurulu’ndan 2020/06-66 karar numarası ile onay alındıktan sonra Ocak 2017-Ocak 2020 arasında Muş Devlet Hastanesi’nde PS nedeniyle ameliyat edilen 18 yaş altı pediyatrik yaş grubu hastalar retrospektif olarak incelendi.Hastalar spinal anestezi altında prone poziyonunda total eksizyon + primer kapama, total eksizyon + limberg flep ve EPSİT + fenol uygulaması yöntemleri uygulanarak ameliyat edildi. Olguların yaşları, cinsiyetleri, hastanede kalış süreleri, işe dönüş ya da okula başlama süreleri, gelişen minör ve major komplikasyonları incelendi.

Bulgular:

Çalışmaya 48 pediyatrik yaş grubu hasta dahil edildi. Hastaların yaş ortalaması 16,18 yıl idi. Hastaların 20’si (%41,6) erkek, 28’i (%58,3) kadındı. Hastanede yatış süresi 3,48 gün ve ortalama takip süresi 480 gün (16 ay) idi. Hastaların işe dönüş süresi 10,6 (3-28) gün idi. On üçünde limberg fleb yöntemi, 9’unda primer kapama, 26’sında EPSİT yöntemi kullanılarak 48 hastay ameliyat yapıldı. Altı hastada nüks, 5 hastada seroma ve nekrotik yağ dokusu gibi minör komplikasyon gelişti. EPSİT yöntemi uygulan hastaların hastanede kalma süresi 2 gün, işe dönüş süresi 4,46 gün idi ve diğer iki yönteme üstün olduğu görüldü. Nüks oranının %15,3 (n=4) olması bu yöntemin en büyük dezavantajıdır.

Sonuç:

Fenol uygulamalı EPSİT yönteminde nüks oranı fazla olmakla birlikte işe ya da okula dönüş zamanının kısalığı ve hastanede yatış süresinin az olması nedeniyle bu yöntem diğer yöntemlerden avantajlıdır.

Anahtar Kelimeler:
Pilonidal sinüs, EPSİT, pediyatrik hasta

Giriş

Pilonidal sinüs (PS);  obezite, sedanter yaşam, lokal irritasyon  ve  hirşutizm ile ilgili sakrokoksigeal  bölgenin yaygın enflamatuvar hastalığıdır. Sakrokoksigeal PS  genç erişkinlerde özellikle de erkeklerde daha fazladır.1,2 PS tedavisinde ideal metodun minimum eksizyon  ve düşük rekürens oranlarına sahip olması gerekir. Dahası, en iyi tedavinin; kısa yatış süresi, hızlıca normal hayata dönüş süresi, minimum iş gücü kaybı ve minimal skar gibi özelliklere sahip olması gerekir.3 PS cerrahi tedavisinde farklı yaklaşımlar mevcut olup, son yıllarda tıbbın farklı alanlarında endoskopik yöntemlerin daha sık uygulanmasıyla birlikte PS tedavisindede  istenilen ideal sonuçlara ulaşıldığı endoskopik yöntemler kullanılmaya başlanmıştır.

Bu çalışmada,  Türkiye’nin doğusunda 2. basamak  bir devlet hastanesinde  pediyatrik hasta grubunda uygulanan endoskopik PS tedavisi ve  diğer  ameliyat yöntemlerinin karşılaştırılması ve literatür bilgileri eşiğinde sonuçlarının  tartışılması amaçlanmıştır.

Gereç ve Yöntem

Erzurum Bölge  Eğitim ve Araştırma Hastanesi Etik Kurulu’ndan 2020/06-66 karar numarası ile onay alındıktan sonra Ocak 2017-Ocak 2020 arasında Muş Devlet Hastanesi’nde PS hastalığı nedeniyle ameliyat edilen 18 yaş altı pediyatrik yaş grubu hastalar hastane Kardelen yazılım sistemi üzerinden retrospektif  olarak incelendi. Hastalar spinal anestezi altında prone poziyonunda total eksizyon + limberg fleb, EPSİT + fenol uygulaması ve total eksizyon + primer kapama yöntemleri uygulanarak ameliyat edildi. Limberg flep yöntemi ve primer kapama yönteminde rutin dren konuldu.

Olguların yaş, cinsiyet,hastanede kalış süreleri, normal işe dönüş süreleri, hastalarda gelişen minör ve majör komplikasyonlar  kaydedildi.

İstatistiksel Analiz

İstatistiksel analizler için SPSS 22 programı kullanıldı. İstatistiksel analiz için tek yönlü varyans analizi  one-way ANOVA testi kullanıldı. Olgular sayı ve yüzde olarak belirtildi.

EPSİT İşlem Aşamaları

1: Hasta prone pozisyonunda iken  her iki gluteal bölge flasterle bantlanarak lateral doğru çekilir. Cerrah hastanın solunda monitör hastanın sağında olacak şekilde düzenleme yapılır.

2: Klemp ile sinüs ağzı genişletilirek kıllar ve debrisler temizlenir.

3: Sistoskop  ile kist içerisine girilir, sistoskop içerisinden gönderilen fırça ile kıl  ve debrisler temizlenir, kalan parçalar  forceps ile dışarı alınır.

4: Kist kavitesindeki granüle doku %5 mannitol eşliğinde monopolar ile koterize edilir (kullanılan enerji 20 watt).

5: Sinüs ağzının kenarları nitrofurazon krem ile korunarak, kist kavitesine (%80  fenol  + %20 alkol)  enjekte edilir yara pansumanı ile operasyonun sonlandırılır. (Resim 1, 2, 3, 4, 5)

Bulgular

Muş Devlet Hastanesi’nde PS hastalığı nedeniyle ameliyat edilen 18 yaş altı 48 hasta incelendi. Hastaların yaş ortalaması 16,18±1,16 (12-18), hastaların 20’si  (%41,6)  erkek, 28’i (%58,3)  kadındır. Hastanede yatış süresi  3,48 ±1,9  (1-8) gündür. Ortalama takip süresi 480±196 gündür (54-780). Hastaların işe dönüş süresi 10,6±8 (3-28) gündür. Yirmi altı EPSİT yöntemi, 13 limberg fleb yöntemi, 9 primer kapama, olmak üzere 48 hasta ameliyat edildi. EPSİT yönteminde nüks  ve minör komplikasyon oranı   4 (%15,3), Limberg yönteminde  nüks  ve minör komplikasyon oranı   1 (%7,6), primer kapama yönteminde 1 (%11,1) hastada nüks gelişmiştir (Tablo 1).

Tablo 1
Table 1: Patient characteristics, clinical data and results

Epsit yöntemiyle ameliyat edilen ve nüks gelişen hastaların 3’üne Limberg ameliyatı uygulandı ve 1 hastanın  yüzeyel doku usg bulgusu nüks olmasına rağmen hastanın aktif şikayetleri olmadığından takip edilmektedir

Limberg yöntemiyle ameliyat edilip nüks gelişen hastaya EPSİT yöntemi uygulandı ,primer kapama sonucu nüks gelişen hastanın kontrol takipleri gözükmemektedir.

EPSİT yönteminde nüks oranı fazla olmak üzere hastanede yatış süresi ve işe dönüş (okula başlama)  zamanı bakımından diğer yöntemlerle arasında istatiksel olarak anlamlı fark saptanmıştır (p<0,05). Testin etki büyüklüğü 0,76’dır.

Tartışma

PS  özellikle genç erkeklerde görülen,  hayat kalitesini önemli derecede etkileyen, iş ve okul yaşamında devamsızlığa sebep olabilen sakrokoksigeal bölgenin  yaygın enflamatuvar hastalığıdır.4 Hastalığın insidansı 26/100.000  olup  genellikle 15-30 yaş arası çalışan erkek hastalarda oluşur, erkeklerde kadınlara göre  iki kat daha  fazla görülür.1,2

Biçer ve ark.’nın5 pediyatrik hasta grubunda yaptığı çalışmada hastaların yaş ortalaması 15,9 olup erkek/kadın oranı 1,7’dir. Prato ve ark.’nın6 43 kişilik pediyatrik hasta grubunda yaptığı çalışmada hastaların yaş ortalaması  15 yıl ve  hastaların %53’ü kızdır. Bizim çalışmamızda hastaların yaş ortalaması 16,18 ve  %58,3’ü kızdır. Hastaların yaş ortalaması literatürle uyumlu olup ancak  literatürdeki birçok çalışmasının  aksine kız hasta oranı yüksek bulunmuştur. Kızlarda yüksek  oranda görülmesinin sebebinin bölgemizin sosyo-kültürel yapısını göz önünde bulundurursak; kızların çalışmayıp evde oturmalarından, öz bakım eksikliğinden  ayrıca hasta sayısının az olmasından kaynaklandığını düşünmekteyiz.

PS tedavisinde birçok tedavi yöntemi vardır ancak; bu tedavilerin basit ve efektif olması gerekir. Son yüzyılda tedavide  çok sayıda teknikler tanımlanmasına rağmen hala tam net tedavi prosüdürü yoktur.4,7

PS tedavisinde  uygulanan temel yöntem  cerrahi eksizyondur, defektin kapatılması için; total eksizyon + primer onarım, açık bırakma, marsupiyalizasyon, Karydakis yöntemi, Limberg flebi, V-Y ilerletme flebi gibi birçok  yöntem kullanılmaktadır.8 Açık cerrahi yöntemlerden total eksizyon + primer onarım  ve  Limberg flep yöntemi sıkça kullanılmaktadır. Bazı cerrahlar primer kapama ile ilgili iyi sonuçlar bildirmektedir. Fakat bu yöntemin problemli tarafı  yüksek rekürrens ve enfeksiyon oranıdır.9,10 Literatürde primer kapama yönteminde rekürrens oranı % (0-42) aralığında değişmektedir. Can ve ark.’nın11 yaptığı çalışmada  rekürrens oranı %18,4’dür.  Tocchi  ve ark.’nın12  primer kapama tekniği ile opere ettiği 103 hasta  grubunda  nüks oranı %3 olarak bulunmuştur. Bizim çalışmamızda total eksizyon+ primer kapama yönteminde  1 (%11,1)  hastada nüks gelişmiş olup minör komplikasyon gelişmemiştir. Nüks oranımzın  yüksekliği hasta sayısının azlığına bağlı olarak değerlendirilmiştir.

Primer hastalıkta primer kapama yöntemi ideal yöntemdir ancak nüks ve  iyileşmeyen  yaralar gibi  tedavisi zor hastaların çoğunda geniş eksizyon ve flep yöntemlerinin kullanılması gerekir.13 Son yıllarda flep teknikleri ön planda olup primer tekniklere göre  üstün olduğu gösterilmiştir. Fakat yarada ayrışma, seroma ve yara yeri enfeksiyonu gibi komplikasyonları görülebilir. Flep yöntemlerinde nüks oranı  diğer yöntemlere göre azdır ve  %0-20 arasında değişmektedir.14 Osmanoğlu ve ark.’nın15 767  olguluk geniş bir çalışmasında, lezyon eksizyonu ve primer kapama uygulanan 300 hastanın %11,6’sında, Limberg flebi yapılan 193 olguda (%4,7) nüks saptanmıştır.  Mentes ve ark.’nın16 353 kişilik limberg flep ameliyatı yapılan   hasta grubunda rekürens oranı %3,1, olup enfeksiyon oranı  %6,5’dir.  Bizim çalışmamızda limberg yöntemi uygulanan  hasta grubunda nüks ve minör komplikasyon oranı litaratürle paralel olarak  %7,6 dır.

İnsizyonun boyutu ile yara iyileşmesi  ters orantılıdır, minimal açık insizyon metodu, geniş insizyon metoduna göre yara iyileşmesi daha hızlı olup ve  hastanede kalış süresinin daha azdır.17,18 Bizim çalışmamızdada insizyonun boyutuna göre hastanede kalış süresi ve yara iyileşme hızı ters orantılı olarak değişmektedir.

Açık yöntemler ve flep prosüdürlerinin geniş skar varlığından dolayı hasta memnuniyeti azdır.19 Öte yandan hastaneden erken taburculuk,işe hızlı dönüş gibi avantajları  nedeniyle minimal invaziv teknikler cerrahlar ve hastalar tarafından sıkça tercih edilmektedir.20 Son yıllarda tıbbın farklı alanlarında endoskopik yöntemlerin daha sık uygulanmasıyla birlikte PS tedavisindede endoskopik yöntemler kullanılmaya başlanmıştır. Endoskopik pilonidal sinüs cerrahisi  diğer tekniklere göre birçok avantajı olan yeni bir  invaziv  tekniktir. Bu teknik  cerraha pilonidal sinüsü, fistül traktını ve apseyi direk görüntülemeye, hemostazı  sağlamaya  mükemmel olanak sağlar. Bu teknikte PS, sinüs traktı endoskopik olarak çıkarılıp, kıl folikülleri ve keratin debrisleri  destrükte edilip, granülasyon dokusu koterize edilebilmektedir. EPSİT ile beraber uygulanan  fenolun  antiseptik ,anestetik ve güçlü sklerozan özellikleri vardır. İşlem için external orifis kullanılığı için iyi estetik sonuçlar,5 mm’ye kadar skar izleri, dikiş ve gerginlik  olmaması gibi olanak sağlar. EPSİT  erken işe dönme, minimal ağrı, yara yeri enfeksiyonu ve yara açılması olmaması gibi avantajları vardır.4,21,22

Meinero ve ark.’nın yaptığı çalışmada 12 aylık bir takipte ameliyat sonrası ortalama işe dönüş zamanı 2±0,5 gün olup rekürrens oranıdır  (5%).21  Giarratano ve ark.’nın4  EPSİT yöntemi uyguladığı 77 kişilik hasta  grubunda nüks oranı %5 bulunmuştur.(4) Prato ve ark.’nın6  4 aylık takip süresi ile yaptığı çalışmada hastaların hastanede kalış süresi ortalama  24 h (12-72 h) olup, rekürrens oranı %12, komplikasyon oranı %14’dir.  Çalışmamızda hastaların takip süresi 415 gün (13,8 ay) olup işe dönüş süresi 4,46 gün, rekürrens ve minör komplikasyon oranı %15,3 dür. Rekürrens oranının yüksek olmasının hastaların öz bakım eksikliğinden ve EPSİT tecrübemizin  yeni olmasından kaynaklandığını düşünüyoruz. Rekürrensleri azaltmak için hastalara ameliyat sonrası  yara bakımı, kişisel hijyen, kıl epilasyonu önerilmelidir.

EPSİT yöntemi;  diğer iki  ameliyat  yöntemine göre nüks  oranı yüksek olmasına rağmen  hastanede  yatış süresi, işe, okul hayatına dönüş süresinin kısa olması nedeniyle tercih edilebilecek minimal invaziv bir işlemdir.

Çalışmanın Kısıtlılıkları

Çalışmamızın kısıtlılığı retrospektif bir çalışma olması  ve epsit dışı  diğer yöntemlerle ameliyat edilen hasta sayısı  azlığından dolayı  sağlıklı karşılaştırma yapılamamasıdır. Aynı hastanede EPSİT ve diğer alternatif yöntemlerle ameliyat edilen hastaların incelenmesinin literatüre daha fazla katkı sağlayacağı kanaatindeyiz.

Sonuç

PS hastalığı pediyatrik yaş hasta grubunda  sık görülmesine rağmen literatürde az sayıda makaleler bulunmaktadır. Bu konudaki çalışmalar artırılmalıdır. PS hastalığı sık gözükmesine rağmen henüz standart bir tedavi yöntemi tanımlanmamıştır. Cerrahın tercihi, hastanın isteği ,hastalığın genişliğine göre tedavi metodu belirlenmektedir. EPSİT yöntemi rekürens oranlarının yüksek olmasına rağmen  hastanede az kalış süresi, özellikle çoçuk yaş grubu hastalarda okula dönüş zamanının hızlı olması, ikinci basamak devlet hastanelerinde bile yapılabilmesi nedeniyle hekim ve hastalar tarafından kabul edilebilecek  basit, güvenilir, ideal  bir yöntemdir.

Etik

Etik Kurul Onayı: Erzurum Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi Etik Kurulu’ndan 2020/06-66 karar numarası ile onay alınmıştır.

Hasta Onayı: Alındı.

Hakem Değerlendirmesi: Editörler kurulu ve editörler kurulu dışında olan kişiler tarafından değerlendirilmiştir.

Yazarlık Katkıları

Konsept: R.P., M.C., Dizayn: R.P., M.C., Veri Toplama veya İşleme: R.P., M.C., Analiz veya Yorumlama: R.P., M.C., Literatür Arama: R.P., M.C., Yazan: R.P., M.C.

Çıkar Çatışması: Yazarlar tarafından çıkar çatışması bildirilmemiştir.

Finansal Destek: Yazarlar tarafından finansal destek almadıkları bildirilmiştir.

Kaynaklar

1
McCallum IJD, King PM, Bruce J. Healing by primary closure versus open healing after surgery for pilonidal sinus: systematic review and meta-analysis. BMJ 2008;336:868-871 .
2
De Parades V, Bouchard D, Janier M, Berger A. Pilonidal sinus disease. J Visc Surg 2013;150:237-247.
3
ayhan Z, Zeren S, Duzgun SA, Ucar BI, Alparslan Yumun HN, Mestan M. Crystallized phenol application and modified Limberg flap procedure in treatment of pilonidal sinus disease: A comparative retrospective study. Asian J Surg 2016;39:172-177.
4
Giarratano G, Toscana C, Shalaby M, Buonomo O, Petrella G, Sileri P. Endoscopic pilonidal sinus treatment: long-term results of a prospective series. JSLS 2017;21:e2017.
5
Biçer Ş, Özdamar MY. Surgical Approach in Pediatric Patients with Pilonidal Sinus Disease. Arch Basic Clin Res 2019;1:12-15.
6
Pini Prato A, Mazzola C, Mattioli G, Escolino M, Esposito C, D’Alessio A, Abati LC, Leonelli L, Carlini C, Rotundi F, Meinero PC. Preliminary report on endoscopic pilonidal sinus treatment in children: results of a multicentric series. Pediatr Surg Int 2018;34:687-692.
7
Sequeira JB, Coelho A, Marinho AS, Bonet B, Carvalho F, Moreira-Pinto J. Endoscopic pilonidal sinus treatment versus total excision with primary closure for sacrococcygeal pilonidal sinus disease in the pediatric population. J Pediatr Surg 2018;53:2003-2007.
8
Mentes BB, Leventoglu S, Cihan A, Tatlicioglu E, Akin M, Oguz M. Modified Limbergtransposition flap for sacrococcygeal pilonidal sinus. Surg Today 2004;34:419-423.
9
Mahdy T. Surgical treatment of the pilonidal disease: primary closure or flap reconstruction after excision. Dis Colon Rectum 2008;51:1816-1822.  
10
Brasel KJ, Gottesman L, Vasilevsky CA; Members of the evidence-based reviews in surgery group. Meta-analysis comparing healing by primary closure and open healing after surgery for pilonidal sinus. J Am Coll Surg 2010;211:431-434.
11
Can MF, Sevinc MM, Yilmaz M. Comparison of Karydakis flap reconstruction versus primary midline closure in sacrococcygeal pilonidal disease: results of 200 military service members. Surg Today 2009;39:580-586.
12
Tocchi A, Mazzoni G, Bononi M, Fornasari V, Miccini M, Drumo A, Colace L. Outcome of chronic pilonidal disease treatment after ambulatory plain midline excision and primary suture. Am J Surg 2008;196:28-33. .
13
Lee PJ, Raniga S, Biyani DK, Watson AJM, Faragher IG, Frizelle FA. Sacrococcygeal pilonidal disease. Colorectal Dis 2008;10:639-650.
14
Akan K, Tihan D, Duman U, Özgün Y, Erol F, Polat M. Comparison of surgical Limberg flap technique and crystallized phenol application in the treatment of pilonidal sinus disease: a retrospective study. Ulus Cerrahi Derg 2013;29:162-166.
15
Osmanoglu G, Yetisir F. Limberg flap is better for the surgical treatment of pilonidal sinus. Results of a 767 patients series with an at least five years follow-up period. Chirurgia (Bucur) 2011;106:491-494.
16
Mentes O, Bagci M, Bilgin T, Ozgul O, Ozdemir M. Limberg flap procedure for pilonidal sinus disease; results of 353 patients. Langenbecks Arch Surg 2008;393:185-189.
17
Mohamed HA, Kadry I, Adly S. Comparison between three therapeutic modalities for non-complicated pilonidal sinus disease. Surgeon 2005;3:73-77.
18
Lorant T, Ribbe I, Mahteme H, Gustafsson UM, Graf  W. Sinus excision and primary closure versus laying open in pilonidal disease: a prospective randomized trial. Dis Colon Rectum 2011;54:300-305.
19
Rao MM, Zawislak E, Kennedy R, Gilland R. A prospective randomised study comparing two treatment modalities for chronic pilonidal sinus with a 5-years follow-up. Int J Colorectal Dis 2010;25:395-400.
20
Isik A, Idiz O, Firat D. Novel Approaches in Pilonidal Sinus Treatment. Prague Med Rep 2016;117: 145-152.
21
Meinero P, Stazi A, Carbone A, Fasolini F, Regusci L, La Torre M. Endoscopic pilonidal sinus treatment: a prospective multicentre trial. Colorectal Dis 2016;18:164-170.
22
Meinero P, Mori L, Gasloli G. Endoscopic pilonidal sinus treatment (E.P.Si.T.) Tech Coloproctol 2014;18:389-392.