ÖZET
Amaç:
Bu çalışmada laparoskopik apendektomide apendiks güdüğünün polipropilen ile yapılan manuel düğüm kullanılarak kapatılmasının sonuçlarının değerlendirilmesi amaçlanmıştır.
Yöntem:
Çalışma için Ağustos 2016-Ekim 2016 tarihleri arasında Erciş Devlet Hastanesi Genel Cerrahi Kliniği’nde laparoskopik apendektomi yapılan 25 hastanın dosyaları retrospektif olarak incelendi. Ameliyat esnasında apendiks güdüğü bütün hastalarda polipropilen sütür ile ekstrakorporal düğüm tekniği kullanılarak bağlandı. Hastalar yaş, cinsiyet, Amerikan Anestezistler Derneği (ASA) skoru, sigara kullanımı, operasyon süresi, hastanede kalış süresi, açık yönteme dönüş oranları, postoperatif komplikasyonlar, takip süreleri gözden geçirildi. Hastalar deri sütürleri alınana kadar takip edildi.
Bulgular:
Hastaların ortalama yaşı 31±2 idi. Çalışmada 16 kadın, 9 erkek mevcuttu. On yedi hasta ASA I, altı hasta ASA II, iki hasta ASA III idi. Sigara kullanım oranı %30 idi. Operasyon süresi ortalama 35 dakika iken hastanede kalış süresi ortalama 1,4 gün idi. Yirmi beş hastanın ikisi perfore apandisitti (%14), geri kalanlarda ise perforasyon tespit edilmedi (%86). İki hastada perforasyon olmasına rağmen hiçbir hastada açığa dönüş olmadı. Postoperatif komplikasyon olarak bir hastada yara yeri enfeksiyonu ve bir hastada ise deri altı amfizem gelişti. Takip süresi tüm hastalar için 14 gün olmuştur.
Sonuç:
Laparoskopik apendektomide apendiks güdüğünün daha önce yapılan araştırmalarda poliglaktin veya ipek sütür kullanılarak manuel olarak kapatılmasının güvenilirliği araştırılmıştır. Bu çalışmada ise, polipropilen sütür kullanılarak yapılan laparoskopik apendektomide apendiks güdüğünün manuel kapatılmasının bazı sınırlamalar olmakla birlikte güvenilir olduğu görüldü.
Giriş
Uzak metastazı olmayan, küratif amaçlı rezeksiyon geçiren kolorektal kanserli hastalarda lenf nodu metastazı en önemli prognostik faktörlerden biridir. Amerika Kanser Ortak Komisyonu/Uluslararası Kanserle Savaş Birliği tümör-nod-metastaz (TNM) sınıflamasına göre nodal hastalık metastatik bölgesel lenf nodu sayısına bağlı olarak iki prognostik risk grubuna ayrılır: N1, 1-3 metastatik lenf nodu; N2, 4 veya daha fazla metastatik lenf nodu.1 Çeşitli çalışmalar çıkarılan lenf nodu sayısı arttıkça metastatik lenf nodu sayısının çoğaldığını göstermiştir.2,3,4,5,6 Çıkarılan lenf nodlarının sayısı ise cerrahi diseksiyonun genişliği, patolojik incelemenin kapsamlılığı, tümör ve hasta karakteristikleri ile ilişkilidir.3,4,5,7,8,9,10,11,12,13 Nodal hastalığı sınıflandırmak için çıkarılması gerekli olan en az lenf nodu sayısı TNM sınıflamasının 6. baskısında 7-14, 7. baskısında 10-14 olarak belirtilmekle birlikte, gerek nod-negatif hastalığın belirlenmesinde gerekse metastatik lenf nodlarının sayısının gruplandırılmasında çıkarılması önerilen lenf nodlarının sayısı dikkate alınmamakta, daha az sayıda lenf nodu çıkarılsa da lenf nodu sınıflandırması yapılabilmektedir.1,14,15 Birçok çalışmada ise çıkarılması gerekli en az lenf nodu sayısı 12 olarak kabul edilmektedir.8,9,12,16,17,18,19,20 Çıkarılması gerekli olan en az lenf nodu sayısını dikkate almayan bir parametre olan lenf nodu oranının (LNO); (metastatik lenf nodu sayısının çıkarılan lenf nodu sayısına oranı) çok farklı eşik değerleri kullanılarak yapılan birçok çalışmada kolon ve rektum kanserinde prognostik öneme sahip olduğu belirlenmiştir.
Bu çalışmada nod-pozitif (evre III) kolorektal kanserli hastalarda LNO’nun prognostik değeri ve TNM sınıflamasına katkı sağlayıp sağlayamayacağı araştırıldı.
Gereç ve Yöntem
Hastalar
Ocak 1993 ile Aralık 2004 tarihleri arasında cerrahi kliniğimizde ameliyat edilen, başka herhangi bir malinite öyküsü olmayan, evre III kolorektal kanserli ve küratif amaçlı rezeksiyon yapılan hastalar değerlendirildi. Neoadjuvan tedavi gören 19 hasta, senkron kolorektal kanserli 10 hasta, familyal adenomatozis polipozisli 11 hasta, komplikasyonlar nedeniyle erken ameliyat sonrası dönemde ölen 19 hasta çalışmaya alınmadı. Üç yüz yirmi bir hasta bu çalışma için uygun bulundu. Histolojik evre; düşük grad (iyi ve orta derecede farklılaşmış), yüksek grad (kötü farklılaşmış, farklılaşmamış, müsinöz, taşlı yüzük hücreli) olarak iki gruba ayrıldı. Kemoterapi alan tüm hastalarda 5-floroürasil bazlı rejim uygulandı; genel durumu kötü olan ve medikal tedaviyi reddeden 35 hastaya kemoterapi verilmedi. Tüm hastaların klinikopatolojik bilgileri prospektif olarak toplandı.
Hastaların sağkalım bilgisi hastanemizin onkoloji birimi kayıtlarından, hastalar veya hasta yakınları ile yapılan telefon görüşmeleri ile elde edildi. Çalışmanın son noktası hasta ölümü oldu. Kansere özgü sağkalım (KÖS) cerrahi ile hastalık nüksüne bağlı hasta ölümü arasındaki zaman aralığı olarak kabul edildi.15,21 İkinci bir malinite gelişen altı hastada ikinci malinitenin teşhis edildiği tarih son takip tarihi olarak kabul edildi. Kanser dışı nedenlerle ölen 40 hastanın ölüm tarihi son takip tarihi olarak kabul edildi.
Bu çalışma, Helsinki Dünya Tıp Birliği Bildirgesi ilkelerine uygun olarak yapılmıştır ve katılımdan önce tüm hastalardan yazılı bilgilendirilmiş onay alınmıştır.
İstatistiksel Analiz
Hastaları anlamlı derecede farklı KÖS oranlarına göre iki prognostik gruba ayıracak LNO eşik değerini belirlemek için, sağkalım analizleri LNO eşik değeri 0,05 arttırılarak 0,05 ve 0,95 arasında yapıldı. Analizler tüm seriye, 12’den az ve 12 ve daha fazla lenf nodu çıkarılmış hasta gruplarına ve TNM N1 ve N2 hastalık gruplarına uygulandı.
Hasta gruplarının KÖS eğrilerinin hesaplanması ve çizilmesi için Kaplan-Meier yöntemi ve sağkalım eğrilerinin karşılaştırılması için log-rank testi kullanılmıştır. Prognostik özelliklerin göreceli önemi, Cox orantısal risk modeli kullanılarak araştırıldı. Bütün karşılaştırmalar iki taraflıydı. P değerlerinin 0,05’ten küçük olması istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi. Tüm istatistiksel analizler, SPSS versiyon 17,0 (SPSS, Inc., Chicago, Illinois) kullanılarak gerçekleştirildi.
Bulgular
Hastaların klinikopatolojik ve tedavi özellikleri Tablo 1’de görülmektedir. On ikiden az lenf nodu çıkarılan hasta sayısı 151 (%47,1), 12 ve daha fazla lenf nodu çıkarılan hasta sayısı 170 (%52,9) idi. N1 hastalıklı 191 hasta, N2 hastalıklı 130 hasta vardı. Haziran 2013 tarihinde çalışmanın sonuna kadar, 190 hasta kolorektal kanser nedeniyle öldü. Yaşayan hastalarda ortalama izlem süresi 120,1 aydı.
Tüm serilerde, hastaları KÖS açısından düşük risk (213 hasta) ve yüksek risk (108 hasta) gruplarına ayıran en anlamlı LNO eşik değeri 0,40 (log-rank c2=66,216, p<0,001) (Şekil 1) idi ve çok değişkenli Cox analizlerinde LNO gruplama bağımsız prognostik öneme sahipti (p<0,001) (Tablo 2). TNM N1 ve N2 hastalığı olan hastaların KÖS’si anlamlı derecede farklıydı (log-rank c2=29,854, p<0,001) (Şekil 2) ve Cox analizinde TNM nodal sınıflandırma bağımsız prognostik öneme sahipti (p<0,001) (Tablo 3). LNO ve TNM nodal gruplama Cox analizinde birlikte alındığında, LNO gruplama bağımsız prognostik önemini korurken (p<0,001), TNM nodal gruplama prognostik önemini kaybetmekteydi (p=0,095) (Tablo 4).
Çıkarılan nod sayısı 12’den az olan hasta grubunda, hastaları KÖS açısından düşük risk (96 hasta) ve yüksek risk (55 hasta) gruplarına ayıran en anlamlı LNO eşik değeri 0,40 (log-rank c2=42,911, p<0,001) (Şekil 3) idi; LNO ve TNM nodal gruplama Cox analizinde birlikte alındığında, LNO gruplama bağımsız prognostik önemini korurken (p<0,001), tek değişkenli analizde prognostik öneme sahip olan (p<0,001) TNM nodal gruplama prognostik önemini kaybetmekte idi (p=0,209). Çıkarılan nod sayısı 12 ve daha fazla olan hasta grubunda da, hastaları düşük risk (117 hasta) ve yüksek risk (53 hasta) gruplarına ayıran en anlamlı LNO eşik değeri 0,40 (log-rank c2=24,816, p<0,001) (Şekil 4) idi; LNO ve TNM nodal gruplama Cox analizinde birlikte alındığında, LNO gruplama bağımsız prognostik önemini korurken (göreceli risk=2,10, %95 güven aralığı=1,23-3,57, p=0,006), tek değişkenli analizde prognostik öneme sahip olan (log-rank c2=14,014, p=0,001) TNM nodal gruplama prognostik önemini kaybetmekte idi (göreceli risk=1,48, %95 güven aralığı=0,84-2,61, p=0,175).
N1 ve N2 hastalıklı hasta gruplarının ikisinde de, hastaları düşük risk (sırasıyla 167 ve 46 hasta) ve yüksek risk (sırasıyla 24 ve 84 hasta) gruplarına ayıran en anlamlı LNO eşik değeri 0,40 (sırasıyla, log-rank c2=14,357, ve log-rank c2=17,530, p<0,001) idi.
LNO ≤0,40 olan hasta grubunda N1 (167 hasta) ve N2 (46 hasta) hastalıklı hastaların KÖS’leri arasında anlamlı bir fark yoktu (p=0,330). LNO >0,40 olan hasta grubunda da N1 (24 hasta) ve N2 (84 hasta) hastalıklı hastaların KÖS’leri arasında anlamlı bir fark yoktu (p=0,132).
Tartışma
Kolon kanserinde LNO’nun prognostik önemini inceleyen ilk çalışma 2005’te yayınlandı ve 10 ve daha fazla lenf nodu çıkarılmış hasta grubunda, çok değişkenli Cox analizinde birlikte değerlendirildiğinde TNM nodal sınıflamasının prognostik önemi yok iken LNO’nun en önemli prognostik faktör olduğu belirlendi.22 On altı çalışmanın incelendiği bir derleme makalesinde, neoadjuvan tedavi almayan evre III kolon ve rektum kanserli hastalarda LNO’nun pozitif nod sayısı ile karşılaştırıldığında, daha üstün bir prognostik sınıflandırma sağladığı belirtildi.23 Toplum tabanlı, kolon ve kolorektal kanserli çok sayıda hastayı kapsayan 3 çalışmada LNO’nun TNM nodal sınıflamasından daha güçlü bir prognostik faktör olduğu; kolon kanserli hastaları kapsayan toplum tabanlı bir çalışmada da LNO ve TNM nodal sınıflamasının ikisinin de bağımsız birer prognostik faktör olduğu belirlenmiştir.24,25,26,27
Nod-pozitif (evre III), neoadjuvan tedavi almamış kolorektal kanserli hastalardan oluşan serimizde hastaları KÖS’leri anlamlı olarak farklı iki prognostik gruba ayıran en anlamlı LNO gerek tüm seride, gerekse 12’den az ve 12 ve daha fazla lenf nodu çıkarılmış hasta alt gruplarında 0,40 idi. Bu üç hasta grubunda da tek değişkenli analizde TNM nodal sınıflaması prognostik öneme sahipken, LNO ile nodal sınıflama çok değişkenli Cox analizine birlikte alındığında LNO bağımsız prognostik önemini korurken nodal sınıflama prognostik önemini kaybetmekte idi. TNM N1 ve N2 hastalıklı hasta gruplarının ikisinde de 0,40’lık LNO hastaları KÖS’leri anlamlı olarak farklı iki prognostik gruba ayırmakta idi. Diğer yandan, LNO ≤0,40 ve LNR >0,40 olan hasta gruplarının ikisinde de N1 ve N2 hastalıklı hastaların prognozları arasında anlamlı bir fark yoktu. Bu bulgular kolorektal kanserde LNO’nun TNM nodal sınıflamasından daha güçlü bir prognostik bir parametre olduğunu göstermektedir.
Bugüne dek yapılan çalışmalarda nod-pozitif kolon ve rektum kanserli hastaları prognostik gruplara ayırmada kullanılan LNO kategorileri birbirinden farklı ve çok sayıdadır. Hastaları prognostik olarak beş gruba, üç gruba ve iki gruba ayıran LNO kategorileri
kullanılmıştır.6,12,16,18,19,20,21,22,28,29,30,31,32,33,34,35,36,37,38,39,40,41,42
Bu çalışmaların tümünde LNO’nun bağımsız prognostik öneme sahip olduğu belirlenmiştir. Çalışmamızda olduğu gibi, hastaları iki prognostik gruba ayıran çalışmalarda kullanılan LNO eşik değerleri 0,16, 0,17, 0,18, 0,20, 0,25, 0,30, 0,60’tır.6,20,37,38,39,40,41,42
Bazı çalışmalarda, çıkarılan lenf nodu sayısına göre oluşturulan hasta alt gruplarında LNO’nun prognostik önemi incelenmiştir. Ondan az ve 10 ve daha fazla, 12’den az ve 12 ve daha fazla lenf nodu çıkarılan gruplarda LNO’nun prognostik önemi olduğu gösterilmiştir.12,16,18,19,20,24 Bazı çalışmalarda ise, 10’dan az, 12’den az, 13’ten az lenf nodu çıkarılmış hasta gruplarında LNO’nun prognostik önemi olmadığı, bu sayılardan daha fazla sayıda lenf nodu çıkarılan hasta gruplarında prognostik önemi olduğu belirlenmiştir.22,36,42
Bazı çalışmalarda LNO, TNM, N1ve N2 hastalıklı hastaları prognozları anlamlı olarak farklı gruplara ayırmıştır.19,24,33,37,38 Bir çalışmada da LNO N2 hastalıklı hastaları sağkalımları anlamlı olarak farklı prognostik gruplara ayırırken, N1 hastalıklı hastaları sağkalımları farklı prognostik gruplara ayıramamıştır.22 Bazı çalışmalarda LNO’ya göre oluşturulan hasta alt grupları içinde N1 ve N2 hastalıklı hastalar arasında sağkalım farkı gözlenmemiştir.19,33
Çalışmamızda olduğu gibi birçok çalışmada, LNO ve TNM nodal gruplama çok değişkenli Cox analizine birlikte alındığında LNO bağımsız prognostik önemini korurken, TNM nodal gruplama prognostik önemini kaybetmiştir.6,12,19,30,33,34,35,36,37,38,39,40,41,42 Diğer yandan, bir çalışmada ise Cox analizinde nodal gruplama bağımsız prognostik önemini korumakla birlikte LNO daha güçlü bir prognostik faktör olarak saptanmıştır.29
Nod-pozitif kolorektal kanserli hastaları prognostik gruplara ayırmada LNO TNM nodal gruplamadan daha güçlü bir prognostik parametredir ve adjuvan tedavinin planlanmasında kullanılması yararlı olabilir. Ancak hem LNO’nun TNM nodal gruplama yerine veya onunla birlikte kullanılıp kullanılamayacağının belirlenmesi hem de şimdiye dek kullanılan çok farklı LNO eşik değerlerinin yerine standart LNO eşik değerinin belirlenmesi için yeterli sayıda hastayı kapsayan prospektif klinik çalışmalara gereksinim vardır.
Etik
Etik Kurul Onayı: O tarihlerde etik kurul olmadığı için etik kurul onayı alınamamıştır. Çalışmamız “Helsinki Dünya Tıp Birliği Bildirgesi” ilkelerine uygun olarak yapılmıştır.
Hasta Onayı: Çalışmamıza dahil edilen tüm hastalardan bilgilendirilmiş onam formu alınmıştır.
Hakem Değerlendirmesi: Editörler kurulu tarafından değerlendirilmiştir.
Yazarlık Katkıları
Cerrahi ve Medikal Uygulama: N.D., Konsept: N.D., Dizayn: N.D., Veri Toplama veya İşleme: Z.C.Ç., S.H., Analiz veya Yorumlama: N.D., Literatür Arama: Z.C.Ç., S.H., Yazan: N.D.
Çıkar Çatışması: Yazarlar bu makale ile ilgili olarak herhangi bir çıkar çatışması bildirmemiştir.
Finansal Destek: Çalışmamız için hiçbir kurum ya da kişiden finansal destek alınmamıştır.