ÖZET
Amaç:
Bu çalışma, laparoskopik cerrahi sonrası pnömoperitoneum sıklığını ve şiddetini analiz etmeyi ve olası bağırsak perforasyonuna bağlı pnömoperitoneumu rutin laparoskopi sonrası gelişen pnömoperitoneumdan ayırt etmeyi amaçlamaktadır.
Yöntem:
Laparoskopik cerrahiden sonra pnömoperitoneum birkaç gün devam eder ve laparoskopik cerrahinin bağırsak perforasyonu komplikasyonuna bağlı patolojik pnömoperitoneumu maskeleyebilir. Bu çalışma, bu konuya basit bir radyolojik çözüm bulmayı, böylece patolojik bağırsak perforasyonunun en erken dönemde tespit edilerek düzeltici önlemler alınabilmesini amaçlamaktadır.
Bulgular:
Laparoskopik cerrahiden sonra bağırsak perforasyonu gelişen 4 hastamız vardı. Tamamında klinik bulgular belirsizdi ve net olarak peritoniti düşündürmüyordu. Serbest gaz, devam eden karbondioksit pnömoperitoneuma atfedildiği için ameliyat sonrası 1. gündeki radyolojik testler sonuçsuz kaldı. Bu nedenle, klinik belirtiler bariz olana kadar, yeniden laparoskopi 48 saat ertelendi. Bu senaryo, laparoskopi sonrası devam eden karbon dioksit pnömoperitoneumu patolojik pnömoperitoneumdan ayırt etmek için zorluk oluşturmuştur.
Sonuç:
Ameliyattan sonraki ilk günde, olağan laparoskopik prosedürlerde, diyafram altındaki hava miktarını göğüs grafisi ile ölçmeye ve bunu laparoskopik cerrahi sonrası iyatrojenik bağırsak perforasyonu gelişen 4 hastamızdaki diyafram altındaki hava miktarı ile karşılaştırmaya karar verdik. Laparoskopi sonrası iyatrojenik barsak perforasyonu diyafram altında daha geniş bir hava görünümü ile karakterizedir ve en geniş noktada genişliği 1,5-2 cm arasında değişmektedir. Bu nedenle, basit bir göğüs röntgeni, bağırsak perforasyonu komplikasyonunu düşündürebilir ve ameliyat sonrası en erken dönemde bilgisayarlı tomografi görüntülemesi veya yeniden laparoskopi gibi daha ileri araştırmaların gerekliliğine işaret edebilir.