ÖZET
AMAÇ:
Laparoskopik apendektomi olgularımızı klinik yaklaşım, tanı yöntemleri ve patoloji sonuçlarına göre retrospektif olarak incelemek. Açık ve kapalı yöntem karşılaştırması hedeflenmemiştir.
YÖNTEMLER:
Mart 2006 ile nisan 2008 tarihleri arasındaki laparoskopik apendektomi yapılan olgular demografik özellikleri, preoperatif takip süresi, preoperatif lökosit değeri, USG ve karın BT’ nin tanıdaki etkinliği, operasyon süresi, açık yönteme dönüş oranları, hastanede kalış süreleri, patoloji sonuçları, yara enfeksiyonu, intraabdominal abse gelişimi, uzun dönem takip sonuçları açısından incelendi.
BULGULAR:
Toplam 132 hastaya laparoskopik apendektomi yapıldı. Erkek/kadın oranı ve diğer demografik özellikler benzer idi. Bulgular tablo 1 ve tablo 2 ’de özet olarak verilmiştir. Perfore olgulardaki yaş ortalaması normal apendiksli olgulara göre istatiksel olarak anlamlı derecede yüksek saptanırken ortalama operasyon süresi, hastanede kalış süresi ve operasyona kadar geçen gözlem süresi ise istatiksel olarak anlamlı olmasa da normal apendikslere göre perfore apendisitlerde yüksek saptandı. Lökosit ortalama değerleri akut ve perfore apendisitlerde normal apendikslere göre anlamlı olarak yüksek saptanmıştır. USG ve BT tetkiklerinin sensitiviteleri yüksek, spesifiteleri ise düşük olarak saptanmıştır. Hiçbir olguda major komplikasyon ve intraabdominal abse gelişmemiştir.
SONUÇ:
Laparoskopik apendektomi, komplikasyon oranı düşük, kısa operasyon ve kısa hastanede kalış süreleri ile perfore olgularda güvenle uygulanabilen çağdaş bir yöntemdir. Kullanılan tetkiklerin doğruluk oranlarının ortaya konulması ve sonuçların radyologlarla paylaşılması negatif apendektomiyi azaltabilir. Lökosit değeri radyolojik testler kadar değerlidir. Şüpheli olgularda ve özellikle genç bayanlarda izlem süresinin uzun tutulması negatif apendektomiyi azaltabilir