ÖZET
İnflamatuar barsak hastalıklarının etyolojisi halihazırda tam olarak anlaşılamamıştır. Bununla birlikte olası bir asıl tedavi yöntemi de uzak olarak görülmektedir. Bu ana grup içinde yer alan Crohn ve ülseratif kolit hastalıkları birbirine benzeyen klinik gidişat ve hatta patolojik bulguları ile zaman zaman karışmaktadır. Epidemiyolojik araştırmalar asıl nedeni ortaya koymada önemlidir. Aynı zamanda coğrafi konuma bakıldığında kuzeyden güneye ve batıdan doğuya doğru azalan bir sıklık ile açıklamak mümkündür. Hastalık için bazen ırk ve etnisitenin de etkili olduğu görülür. Ama genetik ve çevresel faktörlerin etkisi daha belirgindir. Crohn hastalığında genetik faktörlerin etkisi ise daha da belirlenmiştir. Genellikle yaşamın ikinci ya da üçüncü dekadında ortaya çıkarlar ise de yaşamın altıncı dekatından sonrada pik yapabileceği bilinmelidir. Crohn hastalığının iki farklı cins arasında biraz daha sık olarak kadınlarda görüldüğü vakıadır. İmmünolojik “background” hastalığın ortaya çıkmasında önemli bir fonksiyondur. Eğer kişi mikobakteria, yersinia, campylobacter ve clostridium vs gibi mikroorganizmalar ile meydana gelebilen enfeksiyonlara karşı duyarlı ise barsak duvarındaki inflamasyonun azalması (“downregulation”’) olağan bir yolak içerisinde meydana gelmez. Bu durum kendi kendini sınırlayan bir otoimmün prosesi başlatır. Ekstraintestinal bulgular ise oldukça önemlidir. Çünkü, yalnız intestinal bulguların meydana çıkabileceğini bildirmez aynı zamanda yıllarca bunların öncüsü de olabilirler. Epidemiyolojik, genetik ve immünolojik veriler dikkate alınınca Crohn hastalığı ve ülseratif kolit heterojen ve çok faktörlü hastalıklardır. Bu hastalıklarda herediter (genetik) ve çevresel (mikrobiyal ve kişilik ile alakalı) faktörler hastalığın ortaya çıkmasında etkilidirler.